Ensar Vakfı Çorum şubesi ‘İslami
Bankacılık ve Sigortacılık’ Konulu Konferans Düzenledi
Ensar Vakfı Çorum Şubesi tarafından
‘İslami Bankacılık ve Sigortacılık’ konulu Konferans düzenlendi. Konferansta
konuşmacı olarak Hitit Üniversitesi İslam Ekonomisi ve Finansı Uygulama ve
Araştırma Merkezi (HİSEFAM) Müdür Yardımcısı Öğretim Görevlisi Recep Çakar yer
aldı. Çakar, konuşmasında Ülkemizde Katılım bankaları olarak bilinen ve dünyada
ise genel olarak İslami bankacılık şeklinde faaliyet gösteren bankaları, (İngiltere
İslami Bankası, İslam Kalkınma Bankası, Dubai İslam Bankası), sigorta
şirketlerini ve çalışma sistemlerini ele aldı. İslami bankacılığın ve
sigortacılığın aslında İslami ekonomik sistemin bir parçası olduğu ve İslami
ekonomik sistemin temel öğretilerine uyduğu ölçüde İslami banka (Katılım
Bankası) ve sigorta olarak nitelendirilebileceğini vurguladı.
İslami ekonomik sistemin temel prensipleri olarak;
· Faizin ve kısmi rezerv sisteminin olmadığı
bir ekonomik sistem,
· Gelirin yeniden bölüşümü ilkesinin
benimsenmesi (İnfak, zekat ve sadaka mekanizması),
· Bizi aldatan bizden değildir anlayışının
ekonominin işleyişine hakim olması,
· israf, kumar ve karaborsacılıktan kesin
olarak uzak durulması,
· Risk paylaşımına ve varlığa dayalı ticari
ilişkilerin esasa olması,
· Zenginliğin meşruluğu fakat servetin
stoklanmaması gerektiği,
gibi temel prensiplerden oluştuğunu ifade etti.
İslami bankalarında bu prensiplere dayalı
çalışmasını sağlayan ‘Danışma Kurulu’ adında İslam fıkıh kurallarına hakim
heyetler tarafından onay verilen iş ve işlemleri yaptığını vurguladı. Bugün
Ülkemizde katılım bankaları ticaret ve ortaklık olmak üzere temelde iki
yöntemle çalıştığını ve bu yöntemlerden %98 oranında ticarete dayalı (ihtiyaç
sahibi için alım yapıp ihtiyaç sahibine satım usulü) çalıştığını ifade etti.
Ayrıca İslami usulde çalışan bankaların en önemli sorununun bu bankaların
meşruiyeti konusunda kendilerini tam ifade edemedikleri ve toplumda İslami
bankalar konusunda farkındalık eksikliğinden dolayı sektörde %5’lik paya sahip
olduğunu, Ülkemizin 2023 hedefleri doğrultusunda İslami bankaların sektördeki
payını 3 katına çıkarmayı (%15 pay) hedeflediğini ifade etti.
İslami bankaların doğrudan reel ekonomik faaliyet gerçekleştirmesinden
dolayı sektörden daha fazla pay almasının ülkedeki ekonomiyi canlandırarak
gelir dağılımının dengeleştirilmesine katkı yapacağı ve ülkedeki üretim
artışından dolayı refah artışı sağlayacağını ifade etti. Mevcut kapitalist
sistemdeki zenginin daha zengin fakirin daha fakir olmasının en büyük sebebinin
mevcut faizli ve borca dayalı işleyişinden kaynaklandığını belirterek, İslami
ekonomik sistemin infak ve ortaklığa dayalı kurumları sayesinde toplumda adil
gelir dağılımının sağlanacağını vurguladı. Bu nokta da en büyük görev İslami
bankalara düşmektedir dedi.
Son olarak faiz oranlarının ve kar payı
oranlarının birbirine yakın olmasının temel sebebini katılım bankası
müşterilerinin kar payı beklentilerine bağlı olarak belirlendiği için
piyasadaki genel beklenen getiri oranlarında gerçekleştiğini belirtti.